14 Kasım 2017 Salı

Ses veriyorum, Londra



2 ay içinde karar verip, 2004 model arabamızı satıp, işlerimizden istifa edip vizemiz çıkar çıkmaz Londra'ya geldik.  Bir göz oda bulduk. Ev sahibi 3 aylık peşin istediği için yanımızda getirdiğimiz paranın yarısını kiraya verince inceden tırsmadık değil. 

Merhaba, ben size verdiğim ismimle Fibi, 25 yaşındayım. Evliyim, avukatım. Yani avukattım. Aslında hala avukatım da artık Türkiye'de değilim. Bu yüzden avukatım demek pek mantıklı gelmedi. Bir avukatın en belirgin özelliği sorulmadan avukat olduğunu söylemesi değil midir zaten? 
Neyse hukuk okuduğuma ikna olduysanız devam edebilirim.

1.5 yıl önce 8 yıldır birlikte olduğu lise aşkıyla evlenip yuvasını kuran kahramanımız Fibi, 8 yıldır beklediği mutlu son gelmiş olmasına rağmen neden tam anlamıyla mutlu değildir? Neden içinde bir yerlerde hala eksik kalan bir şeylerin olduğunu hissetmektedir. İşte bu blogumuzda bunları işleyeceğiz.

Ortalama maaşla, ortalama bir semtte ortalama bir evde, düğün takılarıyla alınmış ortalamanın biraz altında bir otomobille, ortalamanın üzerinde mutlu bir yaşam. Ama içinde bir yerlerde hep gezme, dolaşma, dünyayı görme isteği. Yıllık izinlere sıkıştırılmış erken alınarak ucuza getirilmiş rezervasyonlarla ve Türkiye sınırından çıkar çıkmaz değeri 4 kat düşen parayla çıkılan tatiller.

1 hafta İtalyayı göreceğim diye 1 yıl çalışmak. Ne var canım İtalya'yı görmesen olmaz mı? Olmaz... Sensiz de yaşanır ama seninle daha bir güzel demiş ya şair o misal. 

Biz de işte bu düşünceyle tasımızı tarağımızı toplayıp Londra'ya yerleştik. Açtığımı bile unuttuğum bu blogu Londra hikayemizi yazmak için kullanmaya karar verdim. Çok sık Londra diyorum çünkü söylemesi çok güzel.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder